1. Gün: Amsterdam Şehir Turu

Sabah saatlerinde Schiphol Havalimanına varışımızın ardından, Hollandanın başkenti Amsterdamı keşfetmeye başlıyoruz. İlk durağımız, şehrin sanatla atan kalbi Museumplein. Bu geniş ve modern meydan, dünya çapında ünlü üç büyük müzeye ev sahipliği yapar:

· Rijksmuseum, Rembrandt ve Vermeer gibi ustaların eserlerini barındıran Hollandanın ulusal sanat koleksiyonudur.

· Hemen yakınında, empresyonist sanatın en çarpıcı örneklerini sunan Van Gogh Müzesi yer alır.

· Modern sanat meraklıları içinse Stedelijk Müzesi, 20. ve 21. yüzyılın öncü eserleriyle dikkat çeker.

Ardından, Amsterdamlıların doğayla iç içe olduğu en büyük şehir parkı olan Vondelparkta kısa bir yürüyüş yapıyor, yerel hayatın huzur dolu ritmini soluyoruz. Parktan çıkıp, her daim renkli ve canlı Bloemenmarkt (Çiçek Pazarı)na geçiyoruz. Yüzen çiçek tezgâhları, özellikle lale soğanları, sümbüller ve orkide çeşitleriyle hem göze hem ruha hitap ediyor.

Turumuzun bir sonraki bölümü, Amsterdam'ın tarihî kalbi olan Dam Meydanı. Burada 17. yüzyıldan kalma görkemli yapıları yakından tanıma fırsatımız oluyor:

· Kraliyet Sarayı (Koninklijk Paleis), zamanında belediye binası olarak inşa edilmiş, Napolyon döneminden bu yana kraliyet törenlerinde kullanılan ihtişamlı bir yapıdır.

· Hemen yanında yer alan Nieuwe Kerk (Yeni Kilise) ise kraliyet düğünleri ve taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmasıyla bilinir.

Amsterdamın kültürel mozaiğini daha iyi anlamak için şehrin farklı yüzlerini de keşfetmeye devam ediyoruz. Rembrandtplein (Rembrandt Meydanı), adını Hollandalı ressam Rembrandttan alır ve şehrin eğlence hayatının merkezlerinden biridir. Leidseplein ise tiyatroları, kafeleri ve sokak sanatçılarıyla enerjik bir atmosfer sunar.

Dileyen misafirlerimiz için turumuzun bu noktasında serbest zaman veriyoruz. Bu süre zarfında arzu edenler, Anne Frank Evini ziyaret ederek II. Dünya Savaşı'nın etkileyici tanıklıklarından birine şahit olabilir. Aynı zamanda, Amsterdamın en çok merak edilen bölgelerinden biri olan, tarihî geçmişi ve sosyal yapısıyla öne çıkan Red Light District (Kırmızı Işık Mahallesi)ni görebilirsiniz.

Akşamüzeri ise Amsterdam gezimizin en özel anlarından birini yaşıyoruz: Unutulmaz bir kanal turu. UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu tarihi kanallar boyunca tekneyle yapacağımız yolculukta, şehri farklı bir açıdan gözlemleyecek, köprülerin altından geçerken ışıklarla süslenmiş evlerin suya yansıyan siluetleri eşliğinde benzersiz bir atmosferin keyfini çıkaracağız.

Günün sonunda, konaklama için Amsterdamdaki otelimize geçiyoruz.

2. Gün: Alkmaar, Edam, Vollendam, Zaanse Schans ve Zaandam ziyareti

Kahvaltımızın ardından, Hollandanın en otantik geleneklerinden birine tanıklık etmek üzere Alkmaar Kaasmarkt (Peynir Pazarı)na doğru yola çıkıyoruz. Mart sonundan Eylül sonuna kadar her Cuma günü Alkmaar'ın tarihi Waagplein Meydanında düzenlenen bu etkinlik, 16. yüzyıldan bu yana devam eden bir gelenektir. Gösteri, beyaz kıyafetli geleneksel peynir taşıyıcılarının (kaasdragers) peynir barrowlarıyla meydana girmesiyle başlıyor. Renkli şapkalar, geleneksel lonca bayrakları ve tören havasında geçen bu etkinlikte peynirler tartılıyor, kalite kontrol ediliyor ve pazarlıklarla satılıyor. 1593 yılında kurulan peynir taşıyıcılar loncasına dayanan bu gelenek, adeta geçmişin bir sahnesini günümüze taşıyor.

Alkmaardan sonra rotamızı, peynirin bir başka simge kenti olan Edama çeviriyoruz. Sessiz kanalları, çiçeklerle bezeli ev cepheleri ve taş sokaklarıyla huzur dolu bir Hollanda kasabası olan Edam, aynı zamanda dünyaca ünlü Edam peyniri ile tanınıyor. Burada da küçük ölçekte düzenlenen geleneksel peynir pazarıyla, peynirin üretiminden satışına kadar olan süreci görebilir; peynirin tarihçesi hakkında bilgi edinebilirsiniz. Ayrıca Edam Müzesini ziyaret ederek, 1540 tarihli eğik cepheli tarihi bir tüccar evinde sergilenen mobilya, sanat ve günlük yaşam objeleriyle kasabanın geçmişine tanıklık edebilirsiniz.

Bir sonraki durağımız, kartpostalları andıran Volendam. Rengârenk ahşap evleri, geleneksel kostümleri ve balıkçı limanıyla ünlü bu sevimli köy, Hollandanın kıyı yaşam tarzını canlı biçimde yansıtıyor. Dilerseniz Volendam Müzesini ziyaret ederek bölgenin balıkçılık tarihi, geleneksel kıyafetleri ve sanat yaşamına dair ilginç koleksiyonları inceleyebilir, liman boyunca yapacağımız yürüyüşle yerel yaşamı yakından hissedebilirsiniz. Ayrıca burada taze hollanda ringa balığı ya da diğer yerel deniz ürünlerinin tadına bakmak için de harika bir fırsat olacaktır.

Volendamdan sonra, doğrudan Zaanse Schansa geçiyoruz. Burası, Hollandanın geçmişteki kırsal yaşamını canlı tutan, koruma altındaki bir açık hava müzesi niteliğindedir. Zaanse Schans, rüzgârla dönen otantik yel değirmenleriyle, nostaljik bir tablo gibidir. Bazı değirmenler bugün hâlâ işlevseldir ve içlerine girerek yağ, boya, un gibi ürünlerin geleneksel yöntemlerle nasıl üretildiğini görebilirsiniz. Ayrıca burada geleneksel ahşap ayakkabı (klompen) yapımını izleyebilir ve butiklerden bu eşsiz el işlerinden satın alabilirsiniz. Peynir çiftlikleri, baharat değirmenleri ve eski atölyelerle bölge adeta bir zaman kapsülü gibidir.

Turumuzun son durağı olan Zaandam, tarihiyle olduğu kadar modern dokusuyla da dikkat çeker. Burada, göz alıcı tasarımıyla sosyal medyada ünlenmiş Inntel Hotels Zaandamı görüyoruz. Otelin tasarımı, 70ten fazla geleneksel Zaan bölgesi evinin üst üste yerleştirilmiş hâliyle oluşturulmuş ve mimarlık dünyasında ilgi çekici örneklerden biri olarak kabul edilmektedir. Zaandam şehir merkezinde yapacağımız kısa yürüyüşle hem modern hayatın dinamiklerini hem de tarihi mimarinin izlerini birlikte görebileceğiz.

Bu dopdolu gün boyunca, sadece peynir pazarları ve geleneksel kasabalarla değil, aynı zamanda Hollandanın kültürel mirası, zanaatları ve mimarisiyle iç içe, özgün ve unutulmaz bir deneyim yaşamış olacaksınız. Gün sonunda, Amsterdamdaki otelimize dönerek dinlenmeye geçiyoruz.

Konaklama Amsterdamdaki otelimizde

3. Gün: Rotterdam, Delft & Lahey Turu

Otelimizdeki sabah kahvaltısının ardından, modern mimarisi ve dinamik limanlarıyla ünlü Rotterdama doğru yola çıkarak başlıyor. Şehre varır varmaz, ilk durağımız olan Market Hallda yerel lezzetlerin tadına bakmak ve serbest zaman geçirmek için duruyoruz. Ardından, şehrin simgelerinden biri olan Küp Evler ve Erasmus Köprüsünü ziyaret ediyoruz. Bu modern mimari harikalarını keşfettikten sonra, tarihi ve sanatıyla ünlü Delft kasabasına gidiyoruz. Burada, Eski Kilise ve Yeni Kiliseyi ziyaret ederek kasabanın tarihi dokusunu keşfediyoruz. Ayrıca, dünyaca ünlü Delft Mavisi çömleklerinin yapım sürecini görmek için bir çömlek fabrikasını ziyaret ediyoruz. Öğle yemeği için serbest zamanın ardından, Hollandanın siyasi ve kraliyet başkenti Laheye geçiyoruz.

Laheye vardığımızda, Barış Sarayını ziyaret ediyoruz. Bu ihtişamlı yapının ardından, Vermeer, Rembrandt ve Warhol gibi büyük sanatçıların eserlerine ev sahipliği yapan Mauritshuis Müzesini geziyoruz. Son olarak, Hollanda hükümetinin toplandığı ikonik Binnenhof kompleksini ziyaret ediyoruz. Günün sonunda, bu üç şehrin güzelliklerini keşfetmenin mutluluğuyla Amsterdamdaki otelimize dönüyoruz.

4. Gün: Hollanda'nın Sessiz Hazine Şehri: Amersfoort ve Pritorik Kasabası Giethoorn

Kahvaltımızın arından Amsterdam'dan hareket ile İlk durağımız Amersfoort, burada 15. yüzyıldan kalma Koppelpoort'u ziyaret ederek başlıyoruz. Hem kara hem de su geçişine izin veren bu ikonik yapı sizi ortaçağa geri götürecek. Ardından, Amersfoort'un panoramik manzarasını sunan 98 metre yüksekliğindeki Lieve Vrouwetoren'i (Our Lady Tower) ziyaret ediyoruz. Son olarak, şehrin tarihi özünü koruyan dar sokaklarda yürüyerek eski şehir surları üzerine inşa edilmiş tarihi evler olan Muurhuizen'i keşfediyoruz. Giethoorn - Su Üzerinde Büyüleyici Bir Köy: Amersfoort'u ziyaret ettikten sonra, Hollanda'nın Venedik'i olarak bilinen ünlü turistik nokta Giethoorn'a gidiyoruz. Yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuktan sonra kanalları ve köprüleriyle ünlü bu pitoresk köye varıyoruz. Köyün doğal güzelliğini sudan deneyimlemek için rehberli bir tekne turuna çıkıyoruz. Tekne turundan sonra köyü keşfetmek, hediyelik eşya alışverişi yapmak veya manzaranın tadını çıkarırken kafelerde dinlenmek için serbest zamanınız olacak.

5. Gün: Aalsmeer Gezisi ve Çiçekçilik Deneyimi (Ekstra 30€)

Turumuzun son günü, dileyen misafirlerimiz için serbest zaman ya da dinlenme imkânı sunarken, bu anları unutulmaz kılmak isteyenler için ise çiçeklerle bezenmiş özel bir rota hazırladık: Aalsmeer Gezisi.

Hollandanın çiçekçilikte dünya liderliğini simgeleyen Aalsmeer, yalnızca botanik tutkunları için değil, Hollanda kültürünü anlamak isteyen herkes için büyüleyici bir keşif noktasıdır.

Yaşayan Tarih: Yel Değirmeninde Zaman Yolculuğu

Geziye, gerçek bir Hollanda yel değirmeninde başlıyoruz. Ancak bu kez yalnızca bir fotoğraf durağı değil; içinde hâlâ yaşam olan geleneksel bir yel değirmenini ziyaret edeceğiz. Dönemin yaşam koşullarını, değirmenci kültürünü ve kırsal mimariyi bizzat yerinde gözlemleme şansı sunan bu durak, sizi Hollandanın köklerine götürecek.

Historische Tuin Aalsmeer – 350 Yıllık Çiçekçilik Geleneği

Sonraki durağımız, Aalsmeerin canlı tarihi mirası: Historische Tuin Aalsmeer. 17. yüzyıldan günümüze çiçek ve bitki yetiştiriciliğinin nasıl evrildiğini bu eşsiz bahçede keşfedeceğiz. Seraları, nadir bitkileri ve eski tarım araçlarını gözlemlemenin yanı sıra, burada çiçek mezatlarının tarihini öğrenme fırsatımız olacak. Eğer grup katılımı 30 kişi ve üzeri olursa, sadece bize özel nostaljik bir çiçek mezatı gösterimi düzenlenecek. Bu deneyimde, gerçek bir açık artırma atmosferinde çiçek satın alma heyecanını yaşayabilirsiniz.

Royal Flora Holland – Dünya'nın En Büyük Çiçek Pazarı

Aalsmeer gezisinin zirve noktası ise, şüphesiz Royal Flora Holland ziyaretidir. Her gün milyonlarca çiçeğin el değiştirdiği bu devasa tesis, aynı zamanda Avrupanın çiçek ticareti merkezidir. Burada yapılan işlemler yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sanatsal bir boyut da taşır.

Ziyaretimiz sırasında çiçeklerin dünya çapındaki dağıtım ağını, açık artırma sistemini ve devasa lojistik operasyonları izleyebileceğiz. Bu görkemli kompleksin içinde bulunan mağazalardan son hediyeliklerinizi veya bahçeniz için küçük bir hatıra da satın alabilirsiniz.

Tatlı Bir Kapanış & Dönüş

Gezinin sonunda, yerel bir kafede Hollanda usulü taze demlenmiş kahve ve ev yapımı elmalı turta eşliğinde son bir mola veriyoruz. Bu keyifli anların ardından, valizlerimiz anılarla dolu bir şekilde havaalanına doğru yola çıkıyoruz.

Pasaport ve uçuş işlemlerinin ardından, bu rengârenk ve ilham verici turumuza veda ediyor, yanımıza güzelliklerle dolu bir seyahat hafızası alarak evimize dönüyoruz

Ücrete Dâhil Servisler:

Uçuşlar: Sabiha Gökçen veya Adnan Menderes Havalimanından gidiş, Brüksel Havalimanı'ndan dönüş

Konaklama: 3* ve 4 * Şehir merkezi oteller 4 gece oda kahvaltı dahil konaklama

Transferler: Havalimanı-otel-havalimanı ve şehirler arası transferler

Şehir Turları:

Rehberlik Hizmeti: Profesyonel rehberlik hizmetleri

Ücrete Dâhil Olmayan Servisler:

Schengen Vize Ücreti ve Hizmet Bedeli

Kişisel Harcamalar

Şoför Bahşişleri: (İsteğe bağlı)

Müze, Ören Yeri ve Biletli Girişlerahil Olan Hizmetler

Genel Bilgi

-----------

Yanınıza Almanız Gerekenler:

Rahat yürüyüş ayakkabıları

Hava koşullarına uygun giysiler (yağmurluk, şapka, güneş gözlüğü)

Kimlik ve pasaport

Fotoğraf makinesi veya telefon

Kişisel ihtiyaçlarınız (ilaçlar, şarj cihazları)

Günlük harcamalarınız için nakit para veya kredi kartı

Tur Programında Dikkat Edilmesi Gerekenler:

Vize Durumu: Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alması gerekmektedir. Başvurularınızı turdan en az 3 hafta önce yapmanızı öneririz.

Giyim: Hava koşullarına uygun giyim tercih edin. Yürüyüş yapacağınız günlerde rahat ayakkabılar kullanmanız önerilir.

Serbest Zaman: Ziyaret edilen şehirlerde alışveriş ve gezilecek yerler hakkında rehberden tavsiyeler alabilirsiniz.