1. Gün: Amsterdam Şehir Turu

Sabah saatlerinde Amsterdam Schiphol Havalimanı'na inişimizin ardından, Amsterdam'ın ikonik noktalarını keşfetmek üzere turumuza başlıyoruz. İlk durağımız Museumplein, sanatın kalbinde yer alan ve Rijksmuseum, Van Gogh Müzesi ile Stedelijk Müzesi'nin bulunduğu kültür ve sanat dolu bir meydan. Burada hem dünyaca ünlü sanat eserlerini görebilir hem de sanata doymuş bir atmosferde keyifli bir başlangıç yapabiliriz.

Sanatseverlerin hakimiyetinde, Vondelpark'ta kısa bir yürüyüşle doğanın ve şehrin iç içe geçtiği bu güzel mekânın tadını çıkarıyoruz. Ardından, renkli ve çiçeklerle dolu Çiçek Pazarında dolaşarak, şehrin canlılığını ve renklerini yakından deneyimliyoruz. Renkli lale ve çeşitli çiçek tezgâhları arasında dolaşırken, doğanın ve şehrin uyumunu hissedeceksiniz.

Öğleye doğru, tarih ve sanatın merkezi olan Dam Meydanına geçiyoruz. Burada Kraliyet Sarayını, görkemli Nieuwe Kerki ve hareketli atmosferiyle tanınan meydanı keşfediyoruz. Ayrıca, meşhur Kırmızı Işık Mahallesi, Rembrandt Meydanı ve eğlenceli Leidseplein ile Amsterdamın renkli ve hareketli yaşamını yakından tanıyoruz.

Öğleden sonra, isteyen misafirlerimiz için Anne Frank Evini ziyaret etme fırsatı sunuyoruz. Derin bir tarih yolculuğuna çıkıp, yaşanmışlıkların ve umudun hikayesini dinleyebilirsiniz.

Akşam saatlerinde, Amsterdamın büyüleyici kanallarında unutulmaz bir tekne turuna katılma zamanı! Şehrin ışıklarının suya yansımasıyla ortaya çıkan görsel şöleni izlerken, romantik ve büyüleyici bir atmosferde keyifli vakit geçireceksiniz.

Geceyi, denizlerin ve şehrin romantik ışıkları altında, konaklama yapacağınız otelimizde tamamlıyoruz.

.

2. Gün: Zaanse Schans – Marken – Volendam

Sabah alacağımız kahvaltımızın ardından güne Hollanda kırsal yaşamının kalbine doğru yola çıkıyoruz. İlk durağımız, ülkenin geleneksel mimarisini ve el sanatlarını koruyan Zaanse Schans.

Burası, 17. ve 18. yüzyıl Hollanda köy yaşantısını birebir yansıtan açık hava müzesi niteliğindedir. Tarihi yel değirmenleri, ahşap evler, peynir çiftlikleri ve geleneksel ayakkabı (klompen) atölyeleriyle adeta zamanın durduğu bir atmosfer sunar. Zaanse Schansta bazı değirmenler hâlâ aktiftir; içlerine girerek geleneksel yöntemlerle yağ, boya ve un üretiminin nasıl yapıldığını gözlemleme şansı bulacaksınız. Dilerseniz ahşap ayakkabı yapım gösterisini izleyebilir ve el yapımı hediyeliklerden satın alabilirsiniz.

Buradan ayrıldıktan sonra Markene doğru yol alıyoruz. Kuzey Hollandanın en karakteristik köylerinden biri olan Marken, küçük bir yarımada üzerinde yer alır ve geleneksel ahşap evleri, dar sokakları ve sakin yaşam tarzıyla öne çıkar. Bu huzurlu köyde, yerel halkın koruduğu eski gelenekleri yakından gözlemleyebilir; liman manzarası eşliğinde elmalı turta ve Hollanda kahvesi eşliğinde kısa bir mola verebilirsiniz. Marken aynı zamanda geleneksel kostümleriyle ünlüdür ve burada çekilecek fotoğraflar turunuzun en otantik karelerinden olacaktır.

Sıradaki durağımız, renkli limanları ve canlı atmosferiyle ünlü Volendam. Tarihi balıkçı evleri, geleneksel kostümlü yerel halkı ve nefis deniz ürünleriyle bu kasaba, tam anlamıyla bir Hollanda kartpostalı gibidir. Dilerseniz Volendam Müzesini ziyaret ederek bölgenin denizcilik tarihini, geleneksel yaşam tarzını ve sanatını yakından tanıyabilirsiniz. Liman çevresinde gezintiye çıkarak hediyelik eşya dükkânlarını keşfedebilir, taze hollanda ringa balığı veya kalamar kızartması gibi lezzetleri tatma fırsatı bulabilirsiniz.

Akşam saatlerine doğru, son durağımız Edam olacak. Peynir severler için tam bir cennet olan Edamda meşhur Edam peynirinin yapım sürecini öğreniyoruz. Burada Eylül ayına kadar her hafta kurulan peynir pazarlarını ziyaret ediyoruz. Tarihi sokakları ve hoş manzaralarıyla Edam, günümüzü tamamlamak için harika bir nokta.

3. Gün: Amersfoort – Giethoorn Turu

Bugünkü gezimize sabah saatlerinde Amsterdamdan hareketle başlıyoruz. İlk durağımız, Hollanda'nın tarihî şehirlerinden biri olan Amersfoort. Kökleri Orta Çağa uzanan bu şehir, etkileyici mimarisi ve iyi korunmuş şehir dokusuyla sizi zaman yolculuğuna çıkaracak.

Ziyaretimize, 15. yüzyıldan kalma görkemli kapı yapısı olan Koppelpoort ile başlıyoruz. Hem kara hem de su yollarını koruyan bu ikonik geçit, askeri savunma sistemiyle dönemin mühendislik harikalarından biri olarak kabul edilir. Tarihî sur kapısından geçerken kendinizi bir anlığına şövalyeler çağında hissedeceksiniz.

Ardından Amersfoortun kalbinde yükselen, 98 metre yüksekliğiyle şehrin her köşesinden görülebilen Onze Lieve Vrouwetoren (Meryem Ana Kulesi)ni ziyaret ediyoruz. Bu kule, sadece şehrin değil, aynı zamanda Hollanda'nın en yüksek kilise kulelerinden biri olup, zamanında astronomik ölçümlerde referans noktası olarak kullanılmıştır. Dilerseniz kuleye çıkarak şehrin panoramik manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.

Son olarak Amersfoortun tarihî ruhunu en iyi yansıtan bölgelerden biri olan Muurhuizen'de kısa bir yürüyüş yapıyoruz. Bu dar sokaklar, eskiden şehir surlarının geçtiği hattın üzerine inşa edilmiş evlerle çevrilidir. Muurhuizen, tarihî dokusunu koruyan mimarisiyle Amersfoortun açık hava müzesi gibidir.

Amersfoorttaki tarih yolculuğumuzun ardından, Hollandanın Venediki olarak bilinen masalsı köy Giethoorna doğru yola çıkıyoruz. Yaklaşık 1,5 saatlik yolculuğumuzun ardından, kanalları, ahşap köprüleri ve doğayla iç içe yapısıyla ünlü bu büyüleyici köye varıyoruz.

Giethoornda sizi su üstünde unutulmaz bir deneyim bekliyor. Rehber eşliğinde yapacağımız tekne turu, köyün doğal güzelliğini ve geleneksel evlerini sudan keşfetme imkânı sunacak. Motor sesi olmayan teknelerle süzüldüğümüz bu turda, sessizlik içinde kuş sesleri eşliğinde köyün pastoral manzarasının keyfini çıkaracağız.

Tekne turunun ardından, köyün küçük dükkanlarında hediyelik alışverişi yapabilir, kıyı boyunca yer alan kafelerde kahve eşliğinde manzarayı seyredebilir ya da yürüyerek bu eşsiz doğa harikasını daha yakından keşfedebilirsiniz.

Bu masalsı günün sonunda, dinlenmek ve günü değerlendirmek üzere Amsterdamdaki otelimize dönüş sağlıyoruz.

4. Gün: Belçikanın İncisi: Anvers ve Bruggeun Büyülü Dünyası

Sabah kahvaltısının ardından, otelden ayrılarak Belçikanın enerjik liman kentine doğru yol alıyoruz. Anverse varışımızda, Avrupanın en büyük ve hareketli limanlarından birine ev sahipliği yapan bu şehri keşfe başlıyoruz. İlk durağımız Grote Markt, tarihi meydanda bulunan rengarenk binalar ve canlı atmosferle büyüleniyoruz.

Daha sonra, Anversin simgelerinden Brabo Çeşmesini ziyaret ederek, şehrin efsaneleriyle dolu tarihine tanıklık ediyoruz. Sanat ve tarih tutkunları için ise Rubens Evini ziyaret ederek, Barok Sanatının ünlü ustası Peter Paul Rubensin yaşam ve eserleriyle tanışıyoruz. Meir Caddesinde alışveriş yapabilir, şehrin hareketli cadde atmosferini hissedebilirsiniz.

Ardından, masallar gibi bir yolculuk için Bruggeye doğru ilerliyoruz. Varışımızda, Orta Çağdan kalma büyülü atmosferiyle bizi karşılayan bu güzel şehri keşfe başlıyoruz. İlk durağımız Minnewater (Aşıklar Gölü), romantik manzarasıyla büyülü bir başlangıç yapıyoruz.

Devamında, şehrin sembollerinden Belfry Çan Kulesini görerek tepeden şehir manzarasının tadını çıkarıyoruz. Burg Meydanında tarihi binalar arasındaki atmosferi solurken, şirin ve dar kanallarla çevrili Kanallar Bölgesindeki yürüyüşlerimizle Orta Çağ büyüsüne kapılıyoruz. Ayrıca, tarihi önemiyle Kutsal Kan Bazilikasını geziyoruz.

Serbest zamanımızda, Belçikanın dünyaca ünlü çikolatalarını tatma ve çikolata dükkanlarını keşfetme fırsatı buluyoruz. Aroması ve güzellikleriyle sizi kendine hayran bırakacak bu şirin sokaklarda, alışveriş yapabilir ve Belçikanın enfes çikolatalarını yanınıza alabilirsiniz.

Günü tamamladıktan sonra, Bruggede konaklayacağımız otelimize yerleşiyoruz. Büyülü şehirde geçireceğiniz geceyi, tarihi atmosferin ve rahatlığın tadını çıkararak sonlandırıyoruz.

5. Gün: Brugge – Gent – Brüksel:

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Bruggeün sabahın ilk ışıklarıyla daha da büyüleyici hale gelen atmosferinde keyifli bir yürüyüş turuyla keşfimize devam ediyoruz. Orta Çağdan kalma taş sokaklar, sessiz kanallar ve zarif ev cepheleri eşliğinde Bruggeün romantik dokusunu bir kez daha hissediyoruz. Ardından misafirlerimize kısa bir serbest zaman veriyoruz. Bu arada dilerseniz Bruggeün meşhur el yapımı dantellerinden veya yerel sanat atölyelerinden küçük hatıralar edinebilirsiniz.

Serbest zamanın ardından Gent şehrine doğru hareket ediyoruz. Belçikanın en özgün ve tarihî şehirlerinden biri olan Gent, görkemi ve entelektüel geçmişiyle tanınır. İlk olarak, St. Bavo Katedralini ziyaret ediyoruz. Bu etkileyici yapı, yalnızca Gotik mimarisiyle değil, aynı zamanda ünlü ressam Jan van Eyckin başyapıtı olan Mystic Lamb (Adoration of the Mystic Lamb)” eseriyle de sanat tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Daha sonra 12. yüzyılda inşa edilmiş olan, Gent Kontlarının ikametgâhı Gravensteen Şatosunu görüyoruz. Bu taş kale, Orta Çağda yargılamalara, sorgulamalara ve şölenlere sahne olmuş; hâlâ ayakta duran kuleleriyle kentin savunma geçmişini gözler önüne seriyor. Ardından, şehrin kalbi sayılan Korenlei & Graslei bölgesine geçiyoruz. Eski lonca binalarının sıralandığı bu nehir kenarı bölge, fotoğraf severler için adeta bir açık hava stüdyosu niteliğindedir. Tarihi köprüler, taş döşeli yollar ve Gent Üniversitesinden yayılan genç enerjisiyle şehir, geçmişle bugünü harmanlayan eşsiz bir ruh taşır.

Gent gezimizin ardından Belçikanın başkenti Brüksele doğru yola çıkıyoruz. İlk durağımız, Avrupanın en etkileyici şehir meydanlarından biri olan Grand Place (Grote Markt). UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu meydan, barok cepheli lonca binaları, Brüksel Belediye Binası ve Maison du Roi (Kral Evi) ile adeta bir mimari şaheserler topluluğudur. Daha sonra, Brükselin sembollerinden biri olan, küçük ama dünyaca ünlü heykel Manneken Pisi ziyaret ediyoruz. Çeşitli kıyafetlerle giydirilen bu heykel, Brüksel halkının mizah anlayışının bir yansımasıdır.

Bir sonraki durağımız, Atomium. 1958 Exposu için inşa edilen bu dev yapı, demir kristalinin 165 milyar kat büyütülmüş hâlidir ve Brükselin modern yüzünü temsil eder. Ardından, Kraliyet Sarayı ve çevresindeki Mont des Arts bölgesini keşfediyoruz. Burası, sanat galerileri, müzeler ve tertemiz bahçeleriyle kentin kültürel kalbinin attığı yerdir.

Günün sonunda, Brükselin en prestijli alışveriş pasajlarından biri olan Galeries Royales Saint-Hubertte alışveriş ve dinlenme molası veriyoruz. 19. yüzyıldan kalma bu zarif cam kubbeli pasaj, şık kafeleri ve lüks butikleriyle göz kamaştırır. Turumuzun son bölümünde tekrar Grote Markt bölgesine dönerek, tarihi Brüksel Belediye Binası, Maison du Roi (Kral Evi) ve Eski Ekmek Pazarı Binasını yakından tanıyoruz. Bu yapılar, sadece mimari güzellikleriyle değil, aynı zamanda yüzyıllardır sanat sergileri, tiyatrolar ve festivaller gibi kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmalarıyla da şehrin sanat dolu geçmişini yansıtır. Daha sonra otelimize yerleşmek üzere lüksemburga doğru yola çıkıyoruz.

Konaklama Lüksemburg'taki otelimizde.

6. Gün: Lüksemburg Şehir Turu & Dönüş Yolculuğu

Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Avrupanın en küçük ama en etkileyici başkentlerinden biri olan Lüksemburgu keşfetmek için yola çıkıyoruz.

Lüksemburg Şehir Turu:

Turumuza UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan Eski Kent Bölgesi ile başlıyoruz. Tarihi sokaklarda yapacağımız yürüyüşte, şehrin ortaçağdan günümüze ulaşan büyüleyici mimarisini keşfedeceğiz. Ardından, Lüksemburgun en önemli yapılarından olan Notre Dame Katedralini ziyaret ediyoruz. Gotik ve Rönesans tarzlarının birleştiği bu ihtişamlı yapı, şehrin simgelerinden biridir.

Sonraki durağımız, hükümetin kalbi olan Grand Ducal Palace (Büyük Dük Sarayı). Dışarıdan yapacağımız bu ziyaret sırasında, sarayın zarif mimarisi ve tarihçesi hakkında bilgiler alacağız. Ardından Place Guillaume II (William Meydanı) ve Place dArmes (Silah Meydanı) gibi şehrin en canlı meydanlarını göreceğiz.

Lüksemburgun ünlü Bock Casemates bölgesinde, şehrin savunma tarihine ışık tutan yeraltı tünelleri ve kale surlarını panoramik olarak göreceğiz. Ayrıca şehrin en güzel manzaralarını sunan Corniche Yolunda kısa bir yürüyüş yaparak Avrupanın en güzel balkonu”ndan Lüksemburgun muhteşem manzarasını izleme fırsatı bulacağız.

Turumuzun ardından misafirlerimize kısa bir serbest zaman veriyoruz. Bu sürede alışveriş yapabilir, kafelerde vakit geçirebilir ya da şehrin atmosferini doyasıya yaşayabilirsiniz.

Serbest zamanın ardından dönüş uçuşumuz için havaalanına transfer oluyoruz. Pasaport ve bagaj işlemlerinin ardından Lüksemburga veda ederek, güzel anılarla evimize dönüyoruz.

Dâhil Servisler:

Uçuşlar: gidiş - dönüş uçuş ve Havalimanı Vergileri

Konaklama: 3* ve 4* Şehir içi Premium classe otellerde 5 gece oda kahvaltı dahil konaklama

Transferler: Havalimanı-otel-havalimanı ve şehirler arası transferler

Şehir Turları: Programda belirtilen tüm Hollanda, Belçika ve Lüksemburg şehir turları

Rehberlik Hizmeti: Profesyonel rehberlik hizmetleri

Şehir vergileri

Ücrete Dâhil Olmayan Servisler:

Schengen Vize Ücreti ve Hizmet Bedeli

Kişisel Harcamalar

Şoför Bahşişleri: (İsteğe bağlı)

Müze, Ören Yeri ve Biletli Girişler

Genel Bilgi

-----------

Yanınıza Almanız Gerekenler:

Rahat yürüyüş ayakkabıları

Hava koşullarına uygun giysiler (yağmurluk, şapka, güneş gözlüğü)

Kimlik ve pasaport

Fotoğraf makinesi veya telefon

Kişisel ihtiyaçlarınız (ilaçlar, şarj cihazları)

Günlük harcamalarınız için nakit para veya kredi kartı

Tur Programında Dikkat Edilmesi Gerekenler:

Vize Durumu: Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alması gerekmektedir. Başvurularınızı turdan en az 3 ay önce yapmanızı öneririz.

Giyim: Hava koşullarına uygun giyim tercih edin. Yürüyüş yapacağınız günlerde rahat ayakkabılar kullanmanız önerilir.

Serbest Zaman: Ziyaret edilen şehirlerde alışveriş ve gezilecek yerler hakkında rehberden tavsiyeler alabilirsiniz.