1. Gün: Zaanse Schans – Marken – Volendam – Alkmaar Akşam Peynir pazarı
Sabah saatlerinde Schiphol Havalimanına varışımızın ardından, Hollanda kırsal yaşamının kalbine doğru yola çıkıyoruz. İlk durağımız, ülkenin geleneksel mimarisini ve el sanatlarını koruyan Zaanse Schans.
Burası, 17. ve 18. yüzyıl Hollanda köy yaşantısını birebir yansıtan
açık hava müzesi niteliğindedir. Tarihi yel değirmenleri, ahşap evler, peynir çiftlikleri ve geleneksel ayakkabı (klompen) atölyeleriyle adeta zamanın durduğu bir atmosfer sunar. Zaanse Schansta bazı değirmenler hâlâ aktiftir; içlerine girerek geleneksel yöntemlerle yağ, boya ve un üretiminin nasıl yapıldığını gözlemleme şansı bulacaksınız. Dilerseniz ahşap ayakkabı yapım gösterisini izleyebilir ve el yapımı hediyeliklerden satın alabilirsiniz.
Buradan ayrıldıktan sonra Markene doğru yol alıyoruz. Kuzey Hollandanın en karakteristik köylerinden biri olan Marken, küçük bir yarımada üzerinde yer alır ve geleneksel ahşap evleri, dar sokakları ve sakin yaşam tarzıyla öne çıkar. Bu huzurlu köyde, yerel halkın koruduğu eski gelenekleri yakından gözlemleyebilir; liman manzarası eşliğinde elmalı turta ve Hollanda kahvesi eşliğinde kısa bir mola verebilirsiniz. Marken aynı zamanda geleneksel kostümleriyle ünlüdür ve burada çekilecek fotoğraflar turunuzun en otantik karelerinden olacaktır.
Sıradaki durağımız, renkli limanları ve canlı atmosferiyle ünlü Volendam. Tarihi balıkçı evleri, geleneksel kostümlü yerel halkı ve nefis deniz ürünleriyle bu kasaba, tam anlamıyla bir Hollanda kartpostalı gibidir. Dilerseniz Volendam Müzesini ziyaret ederek bölgenin denizcilik tarihini, geleneksel yaşam tarzını ve sanatını yakından tanıyabilirsiniz. Liman çevresinde gezintiye çıkarak hediyelik eşya dükkânlarını keşfedebilir, taze hollanda ringa balığı veya kalamar kızartması gibi lezzetleri tatma fırsatı bulabilirsiniz.
Akşam saatlerinde, köklü bir gelenekle tanışmak üzere Alkmaara geçiyoruz. Temmuz ve Ağustos aylarında sadece akşamları 19:00–21:00 saatleri arasında düzenlenen Akşam Peynir Pazarı (Kaasmarkt), bu küçük şehirde adeta bir şölene dönüşüyor. 1593te kurulan peynir taşıyıcılar loncasına dayanan bu gelenek, beyaz üniformalı ve renkli şapkalı taşıyıcıların peynir tekerlerini ritmik bir şekilde taşımasıyla adeta görsel bir dansa dönüşür. Burada peynirlerin kalite testlerinin nasıl yapıldığını, fiyat pazarlıklarının ise geleneksel handjeklap” (el çırpma) yöntemiyle nasıl gerçekleştiğini görebilirsiniz.
Peynir pazarının hemen yanında kurulan el sanatları pazarı ve açık hava fuarı, ziyaretçilere alışveriş ve eğlence imkânı sunar. Yerel üreticilerin sunduğu ürünleri inceleyebilir, el işçiliği ürünler ve geleneksel yiyeceklerle bu akşamı renklendirebilirsiniz.
Alkmaarın nostaljik atmosferinde geçireceğimiz bu unutulmaz akşamın ardından otelimize geçerek check-in işlemlerimizi yapıyoruz ve günün yorgunluğunu atmak üzere dinlenmeye çekiliyoruz.
2. Gün: Amsterdam Şehir Turu
Sabah Kahvaltımızın ardından, Hollandanın başkenti Amsterdamı keşfetmeye başlıyoruz. İlk durağımız, şehrin sanatla atan kalbi Museumplein. Bu geniş ve modern meydan, dünya çapında ünlü üç büyük müzeye ev sahipliği yapar:
· Rijksmuseum, Rembrandt ve Vermeer gibi ustaların eserlerini barındıran Hollandanın ulusal sanat koleksiyonudur.
· Hemen yakınında, empresyonist sanatın en çarpıcı örneklerini sunan Van Gogh Müzesi yer alır.
· Modern sanat meraklıları içinse Stedelijk Müzesi, 20. ve 21. yüzyılın öncü eserleriyle dikkat çeker.
Ardından, Amsterdamlıların doğayla iç içe olduğu en büyük şehir parkı olan
Vondelparkta kısa bir yürüyüş yapıyor, yerel hayatın huzur dolu ritmini soluyoruz. Parktan çıkıp, her daim renkli ve canlı Bloemenmarkt (Çiçek Pazarı)na geçiyoruz. Yüzen çiçek tezgâhları, özellikle lale soğanları, sümbüller ve orkide çeşitleriyle hem göze hem ruha hitap ediyor.
Turumuzun bir sonraki bölümü, Amsterdam'ın tarihî kalbi olan Dam Meydanı. Burada 17. yüzyıldan kalma görkemli yapıları yakından tanıma fırsatımız oluyor:
· Kraliyet Sarayı (Koninklijk Paleis), zamanında belediye binası olarak inşa edilmiş, Napolyon döneminden bu yana kraliyet törenlerinde kullanılan ihtişamlı bir yapıdır.
· Hemen yanında yer alan Nieuwe Kerk (Yeni Kilise) ise kraliyet düğünleri ve taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmasıyla bilinir.
Amsterdamın kültürel mozaiğini daha iyi anlamak için şehrin farklı yüzlerini de keşfetmeye devam ediyoruz. Rembrandtplein (Rembrandt Meydanı), adını Hollandalı ressam Rembrandttan alır ve şehrin eğlence hayatının merkezlerinden biridir. Leidseplein ise tiyatroları, kafeleri ve sokak sanatçılarıyla enerjik bir atmosfer sunar.
Dileyen misafirlerimiz için turumuzun bu noktasında serbest zaman veriyoruz. Bu süre zarfında arzu edenler, Anne Frank Evini ziyaret ederek II. Dünya Savaşı'nın etkileyici tanıklıklarından birine şahit olabilir. Aynı zamanda, Amsterdamın en çok merak edilen bölgelerinden biri olan, tarihî geçmişi ve sosyal yapısıyla öne çıkan Red Light District (Kırmızı Işık Mahallesi)ni görebilirsiniz.
Akşamüzeri ise Amsterdam gezimizin en özel anlarından birini yaşıyoruz: Unutulmaz bir kanal turu. UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu tarihi kanallar boyunca tekneyle yapacağımız yolculukta, şehri farklı bir açıdan gözlemleyecek, köprülerin altından geçerken ışıklarla süslenmiş evlerin suya yansıyan siluetleri eşliğinde benzersiz bir atmosferin keyfini çıkaracağız.
Günün sonunda, konaklama için Amsterdamdaki otelimize geçiyoru
3. Gün: Rotterdam – Delft – Anvers – Brugge
Sabah kahvaltımızın ardından ünlü mavi seramikleriyle tanınan Delft kasabasına uğruyoruz. Burada serbest zaman geçirerek bu tarihi kentin atmosferini hissediyoruz.
otelden ayrılarak modern mimarisiyle ünlü Rotterdama doğru yola çıkıyoruz. İlk olarak Erasmus Köprüsü, Markthal, Kübik Evler ve Euromast Kulesini ziyaret ediyoruz. Burada şehrin dinamik ve farklı mimari yapısını keşfediyoruz.
Daha sonra ünlü mavi seramikleriyle tanınan Delft kasabasına uğruyoruz. Burada serbest zaman geçirerek bu tarihi kentin atmosferini hissediyoruz.
Sonrasında Belçikaya geçerek Anverse varıyoruz. Avrupanın en büyük limanlarından birine sahip olan bu şehirde Grote Markt, Brabo Çeşmesi, Rubens Evi ve Meir Caddesini geziyoruz.
Ardından, Orta Çağdan günümüze zarafetle taşınmış, masalsı şehir Bruggee doğru yol alıyoruz. İlk durağımız, şehrin en romantik noktalarından biri olan Minnewater (Aşıklar Gölü). Efsaneye göre, Minna adında bir genç kız, ailesinin uygun görmediği aşkı uğruna bu gölde hayatını kaybeder. Sevgilisi Stromberg onun için burada bir mezar kazdırır ve bu göl sonsuza dek aşkın simgesi olur. Bugün hâlâ göl kenarında yürüyen çiftlerin aşklarının ömür boyu süreceğine inanılır.
Sonrasında, Bruggeün gururu olan Belfry Çan Kulesini görüyoruz. 13. yüzyılda inşa edilen bu 83 metrelik kule, bir zamanlar şehrin hazinesi, arşivleri ve yangın gözetleme merkezi olarak kullanılmıştır. Kulenin tepesine çıkan 366 basamaklı dar merdivenleri aşanlar, Bruggee tepeden bakmanın ayrıcalığını yaşar.
Ardından, Bruggeün yönetimsel ve dini kalbi olan Burg Meydanına geçiyoruz. Meydanın en dikkat çekici yapılarından biri olan Gotik Belediye Binası, 1376 yılından beri ayakta olup Avrupa'nın en eski belediye binalarından biridir. Hemen yanında ise, Hristiyan dünyası için önemli bir hac noktası olan Kutsal Kan Bazilikası yer alır. Efsaneye göre, 12. yüzyılda Kudüsten getirilen ve Hz. İsaya ait olduğuna inanılan kutsal kan kalıntısı, burada özel bir tüp içinde muhafaza edilmektedir. Her yıl Mayıs ayında düzenlenen Kutsal Kan Alayı” töreniyle şehir adeta dini bir festivale dönüşür.
Gezimize, Bruggeü Kuzeyin Venediki” yapan tarihi kanallar bölgesi ile devam ediyoruz. Yüzyıllardır ayakta duran taş köprüler, yansıma veren sular ve sıralanmış tarihi evlerle çevrili bu bölgede yapacağımız yürüyüş, şehrin ruhunu derinden hissettirecek. Kanallar boyunca ilerlerken, Bruggeün bir zamanlar Avrupanın en önemli ticaret limanlarından biri olduğunu öğreniyoruz.
Serbest zamanınızda, dünya çapında ünlü Belçika çikolatalarının tadına mutlaka bakmanızı tavsiye ederiz. Brugge, sadece çikolata değil aynı zamanda el yapımı dantelleri, bira kültürü ve büyüleyici sokak müzisyenleriyle de duyulara hitap eden bir deneyim sunar. Çikolata müzeleri ve tarihi butik çikolatacılar, hem görsel hem tat alma açısından Brugge anılarınızı unutulmaz kılacaktır.
Konaklama : Bruggedeki otelimizde
4. Gün: Brugge – Gent – Brüksel
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından, Bruggeün sabahın ilk ışıklarıyla daha da büyüleyici hale gelen atmosferinde
keyifli bir yürüyüş turuyla keşfimize devam ediyoruz. Orta Çağdan kalma taş sokaklar, sessiz kanallar ve zarif ev cepheleri eşliğinde Bruggeün romantik dokusunu bir kez daha hissediyoruz. Ardından misafirlerimize kısa bir serbest zaman veriyoruz. Bu arada dilerseniz Bruggeün meşhur el yapımı dantellerinden veya yerel sanat atölyelerinden küçük hatıralar edinebilirsiniz.
Serbest zamanın ardından Gent şehrine doğru hareket ediyoruz. Belçikanın en özgün ve tarihî şehirlerinden biri olan Gent, görkemi ve entelektüel geçmişiyle tanınır. İlk olarak, St. Bavo Katedralini ziyaret ediyoruz. Bu etkileyici yapı, yalnızca Gotik mimarisiyle değil, aynı zamanda ünlü ressam Jan van Eyckin başyapıtı olan Mystic Lamb (Adoration of the Mystic Lamb)” eseriyle de sanat tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Daha sonra 12. yüzyılda inşa edilmiş olan, Gent Kontlarının ikametgâhı Gravensteen Şatosunu görüyoruz. Bu taş kale, Orta Çağda yargılamalara, sorgulamalara ve şölenlere sahne olmuş; hâlâ ayakta duran kuleleriyle kentin savunma geçmişini gözler önüne seriyor. Ardından, şehrin kalbi sayılan Korenlei & Graslei bölgesine geçiyoruz. Eski lonca binalarının sıralandığı bu nehir kenarı bölge, fotoğraf severler için adeta bir açık hava stüdyosu niteliğindedir. Tarihi köprüler, taş döşeli yollar ve Gent Üniversitesinden yayılan genç enerjisiyle şehir, geçmişle bugünü harmanlayan eşsiz bir ruh taşır.
Gent gezimizin ardından Belçikanın başkenti Brüksele doğru yola çıkıyoruz. İlk durağımız, Avrupanın en etkileyici şehir meydanlarından biri olan Grand Place (Grote Markt). UNESCO Dünya Mirası listesindeki bu meydan, barok cepheli lonca binaları, Brüksel Belediye Binası ve Maison du Roi (Kral Evi) ile adeta bir mimari şaheserler topluluğudur. Daha sonra, Brükselin sembollerinden biri olan, küçük ama dünyaca ünlü heykel Manneken Pisi ziyaret ediyoruz. Çeşitli kıyafetlerle giydirilen bu heykel, Brüksel halkının mizah anlayışının bir yansımasıdır.
Bir sonraki durağımız, Atomium. 1958 Exposu için inşa edilen bu dev yapı, demir kristalinin 165 milyar kat büyütülmüş hâlidir ve Brükselin modern yüzünü temsil eder. Ardından, Kraliyet Sarayı ve çevresindeki Mont des Arts bölgesini keşfediyoruz. Burası, sanat galerileri, müzeler ve tertemiz bahçeleriyle kentin kültürel kalbinin attığı yerdir.
Günün sonunda, Brükselin en prestijli alışveriş pasajlarından biri olan Galeries Royales Saint-Hubertte alışveriş ve dinlenme molası veriyoruz. 19. yüzyıldan kalma bu zarif cam kubbeli pasaj, şık kafeleri ve lüks butikleriyle göz kamaştırır. Turumuzun son bölümünde tekrar Grote Markt bölgesine dönerek, tarihi Brüksel Belediye Binası, Maison du Roi (Kral Evi) ve Eski Ekmek Pazarı Binasını yakından tanıyoruz. Bu yapılar, sadece mimari güzellikleriyle değil, aynı zamanda yüzyıllardır sanat sergileri, tiyatrolar ve festivaller gibi kültürel etkinliklere ev sahipliği yapmalarıyla da şehrin sanat dolu geçmişini yansıtır.
Konaklama Brüksel'deki otelimizde.
5. Gün: Brüksel – Dönüş
Sabah otelimizde alacağımız kahvaltının ardından Brüksel şehir gezimize kısa bir süre daha devam ediyoruz. Son alışverişler ve anı fotoğrafları için serbest zamanın ardından Brüksel Havalimanına hareket ediyoruz. Yol boyunca gördüğümüz eşsiz manzaraları ve biriktirdiğimiz unutulmaz anıları hatırlayarak bu harika turu tamamlıyoruz.
Bir sonraki seyahatte görüşmek üzere!
Ücrete Dâhil Servisler:
Uçuşlar: Katılımcıların katılmak istedikleri şehre göre uçuş planlaması farklılık gösterebilmektedir. Kalkış noktaları olarak İzmir ve İstanbul merkezlidir. Misafirlerin varış saatlerine göre doğrudan (direkt) uçuşlar tercih edilebilmekte, uygun sefer bulunamadığı durumlarda ise İzmir veya İstanbul aktarmalı bağlantılı uçuşlar ile biletleme yapılmaktadır.
Konaklama: 3* ve 4 * Şehir merkezi oteller 4 gece oda kahvaltı dahil konaklama
Transferler: Havalimanı-otel-havalimanı ve şehirler arası transferler
Şehir Turları: Hollanda, Belçika turları
Rehberlik Hizmeti: Profesyonel rehberlik hizmetleri
Ücrete Dâhil Olmayan Servisler:
Schengen Vize Ücreti ve Hizmet Bedeli
Kişisel Harcamalar
Şoför Bahşişleri: (İsteğe bağlı)
Müze, Ören Yeri ve Biletli Girişler
Tur kalkış tarihlerini görüntüleyinTarih | İki kişilik odada kişibaşı fiyat | Tek kişi | Ek kişi | 0 - 2 yaş | 3 - 6 yaş | 7 - 12 yaş |
---|---|---|---|---|---|---|
11 July 2025 | 1.199 | 1.499 | 1.159 | 199 | 979 | 979 |
18 July 2025 | 1.199 | 1.499 | 1.159 | 199 | 979 | 979 |
01 August 2025 | 1.199 | 1.499 | 1.159 | 199 | 979 | 979 |
08 August 2025 | 1.199 | 1.499 | 1.159 | 199 | 979 | 979 |
15 August 2025 | 1.199 | 1.499 | 1.159 | 199 | 979 | 979 |
Yanınıza Almanız Gerekenler:
Rahat yürüyüş ayakkabıları
Hava koşullarına uygun giysiler (yağmurluk, şapka, güneş gözlüğü)
Kimlik ve pasaport
Fotoğraf makinesi veya telefon
Kişisel ihtiyaçlarınız (ilaçlar, şarj cihazları)
Günlük harcamalarınız için nakit para veya kredi kartı
Tur Programında Dikkat Edilmesi Gerekenler:
Vize Durumu: Türk vatandaşlarının Schengen vizesi alması gerekmektedir. Başvurularınızı turdan en az 3 hafta önce yapmanızı öneririz.
Giyim: Hava koşullarına uygun giyim tercih edin. Yürüyüş yapacağınız günlerde rahat ayakkabılar kullanmanız önerilir.
Serbest Zaman: Ziyaret edilen şehirlerde alışveriş ve gezilecek yerler hakkında rehberden tavsiyeler alabilirsiniz.
Lütfen bu turu bildirme nedenini ayrıntılı olarak belirtin. Ayrıntılı açıklama bulunmayan raporlar geçersiz sayılır.
Aşağıya iletişim bilgilerinizi girip uygun bir zaman seçmeniz durumunda seyahat danışmanımız sizinle iletişime geçecektir.
Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. Detaylı bilgi için
Çerezlere ilişkin bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsinizGizlilik ve
Çerez politikalarına bakın.
Devam etmeniz halinde çerez kullanımını kabul ettiğinizi varsayıyoruz.